29 Kasım 2014 Cumartesi
Vahiy Kitabındaki 666'nın gerçek anlamı
666 sayısının ve kırmızı bir canavarın üzerine oturmuş kadının anlamı nedir? Kutsal Kitap'taki bu fahişe İsa Mesih'in yolundan gitmeyen,
Mesih karşıtı olan kilisedir.
Kutsal Kitap Mesih karşıtı kilisenin Roma'da ortaya çıkacağı, Tanrı'nın azizlerine sıkıntı vereceği, Tanrı'nın yasalarını değiştireceği ve tüm dünyadaki kralları yöneteceği kehanetinde bulunmuştur.
O halde büyük Babil, Mesih karşıtı kilise Roma Katolik Kilisesi yani Protestan kiliselerinin ana kilisesidir.
27 Kasım 2014 Perşembe
Türkiyedeki Yahudi Mason Sebatay İslam Düşmanları Silinmeden İzleyin!
Ünlü Ateist Sabatayist Yahudi ve Türkiyeli Masonlar, islam
dusmanlari Turkiyede Musluman halkini yonlendirmek isteyen fakat Musluman
olmayan Unlu Ateist Sebatayist Yahudi ve unlu Türk Masonlar.
dusmanlari Turkiyede Musluman halkini yonlendirmek isteyen fakat Musluman
olmayan Unlu Ateist Sebatayist Yahudi ve unlu Türk Masonlar.
ATEIST = Allah'a, Gonderdigi Kitaba ve Peygamberine Inanmayan.
SEBATAYIST/SEBATAYCILIK = 1648 senesinde Izmir'de yasayan Sabetay Sevi adinda
bir hahamin kurucusu oldugu, onu mesih kabul eden, ona tabî olan Kabbala'ya
dayanan inanc.
MUNAFIK = Musluman olmadigi halde disindan Musluman gorunen, cesitli
sebeblerden dolayi ve menfaati icabi kendini Musluman gostererek Allah'a,
Rasûlune ve Mu'minlere dusmanligini gizleyen kimse.
MASON = Kelime anlami Duvar Ustasi demektir.Ibranice seytana dua eder ve tapar.
Rehberleri(kitaplari) Kabaladir. Dunyada heryerde mevcutturlar Vatikan'a
baglidir.
Yani Turkiyedeki mason localarininda koku disardadir,hepsini Vatikan yonetir.
Mason Localari Ust duzey muhterem azamlarida bunu acikca beyan eder. Amaclarina
ulasabilmek icin toplumlar arasinda fitne fesat yayar. Hakiki bir Musluman
gibide gorunurler.Tabiki bunlar munafiktir. Dusuk rutbelere dininden
bihabersiz,bilincsiz musluman uyeleri alarak masonlugu zararsiz gibi
gostermeyede calisirlar,islami cenazede duzenlerler. Şeytana ruhlarini Vaad
eden ve karsilik bekleyen muhterem azamlari, siyah beyaz kare zeminde seytan
yildizi pentagram uzerinde canli keciyi kesip kanini icerek ayin yapar. Dunyayi
ve Turkiyeyi sekillendirmede etkili bir guce sahiptirler. Bunu genellikle medya
ve siyaset ile yaparlar. Turkiyede Koc , Aydin dogan(dogan holding) ,Sabanci.
vesaire yuzlerce medya imparatorlugu olan Buyukbaslari mevcuttur. Masonlarin
Ordu meclis icindede adamlari vardir. Daha oncede belirttigimiz gibi mason
localarinin koku disardadir vatikanin emirlerine tabî dirler.
KAFIR = Allah'in varligini ve birligini inkâr eden, Musluman olmayanlara
verilen isim. Acimasiz, zulmeden, zalim kimse. Ebedi cehennemle mujdelenenler..
Yukardakilerin hepsi Kafir dir...
Musluman Turkiye Halkini yonetmek isteyen fakat Musluman olmayip aramiza sizan
strajik noktalara yerlesen yerlestirilen bu kisilere unlulere sanatcilara
milletvekillerine cumhurbaskanlarina sahit olunuz.
Sizden ricamiz videolari yayiniz ve daha cok insanin bilinclenmesine vesile
olunuz.
Daha fazlasi icin Dunya Gercekleri:
www.Facebook.com/DunyaKesfi
Orgeneral Refik Tulga... 33. derece ustad mason.
Orgeneral Esref Manas... Ustad Mason-Erenler Locasi.
Korgeneral Selahattin Tokay... Sebataist ve Bilderberg uyesi.
Korgeneral Şefik Erensu... Ustad Mason-Erenler Locasi...
Tumgeneral Prof.Dr. S. Tahsin Aygun... Buyuk Loca kurucusu...
Tumamiral Necdet Tiryaki... 33. derece Ustad Mason...
Tumgeneral Zeki Belgin... Ankara Inanis Locasi...
Tumgeneral Necmi Okten... Ankara Yildiz Locasi...
Tuggeneral Prof. Dr. Kamil Sokullu... Buyuk Loca kurucusu...
Tuggeneral Prof. Dr. Necip Berksan... 33. derece Ustad Mason...
Tuggeneral Prof. Dr. Saim Bostanci... Bilderberg uyesi...
Tuggeneral A. Kemal Sariay... Suprem Konsey uyesi...
Tuggeneral Alaaddin Mizanoglu... Ankara Inanis Locasi...
Tuggeneral A. Remzi Yigitguden... 33. derece Ustad Mason...
Tuggeneral Ilker Guven... 33. derece Ustad Mason...
Kur. Albay N. Tahsin Erol... Buyuk Loca kurucusu...
Kur. Albay Ertugrul Alatli... 33. derece Ustad Mason...
Oramiral Bulent Ulusu-Buyuk Kulup-Cercle d'Orient
Oramiral Nejat Tumer-Buyuk Kulup-Cercle d'Orient
Orgeneral Huseyin Kivrikoglu-Buyuk Kulup-Cercle d'Orient
Orgeneral Cevik Bir... Buyuk Kulup Balotaj Baskani.
Orgeneral Necati Ozgen... Buyuk Kulup Cercle d'Orient.
Orgeneral Yasar Buyukanit... Buyuk Kulup-Cercle d'Orient...
Orgeneral Ilker Basbug... Buyuk Kulup Şeref Uyesi..
Sabancilar Naim Talû Aziz Kocaoglu Guneri Civaoglu
Koc grubu Salih Bozok Sebâti Ataman Cuneyt Arcayurek Aydin Dogan Karamehmet Aka
Gunduz Suheyl Batum Ahmed Emin Yalman
Uzan grubu Turhan Kapanli Mesut Dedeoglu Nazli Ilicak
Ismail Cem Mithad Şukru Bleda Turhan Tayan Cengiz Candar
Tansu Ciller Ali Dincer Atilla Kart Canan Barlas
Suleyman Demirel Ekrem Alican Ihsan Dogramaci Altan Oymen
Şukru Sina Gurel Oktay Vural Emrehan Halici Orsan Oymen
Ercan Karakas Cem Kozlu Mehmet Haberal Abdi Ipekci
Bulent Tanla Cavit Bey Sinan Aygun Nail Gureli
Coskun Kirca Fatin Rustu Zorlu Faris Ozdemir Gungor Mengi
Kemal Dervis Sabiha Sertel Mustafa Eren Yusuf Ziya Ortac
Mesut Yilmaz Ş. Husnu Degmer Bulent Kusoglu Ali Sirmen
Nuri Conker Kibrisli Kâmil Pasa Mahmut Ozturk Aydin Emec
Metin Feyzioglu Ahmed Vefik Pasa Sumer Oral Cetin Emec
Ahmet Isvan Faik Nuzhet Deniz Bolukbasi Ulku Arman
Osman Kibar Tayyibe Gulek Bahattin Şeker
Hayrettin Erkmen Emre Gonensay Cihan Pacaci
Canan aritman
TÜRKİYEDEKİ DİN DÜŞMANLARI .wmv
Türkiye'de belli bir kesim, islam dininden nefret ediyor. Camilerden rahatsız oluyorlar, türbandan rahatsız oluyorlar, oruç tutulmasından rahatsız oluyorlar, kurban kesilmesinden rahatsız oluyorlar, sakaldan rahatsız oluyorlar, namaz kılanlardan rahatsız oluyorlar, ezandan rahatsız oluyorlar, rahatsızlar yani.
Sırf kendileri dinsiz oldukları için başkalarının dini inançlarına hiç tahammül edemiyorlar ama özellikle de müslümanların.
Her fırsatta müslümanlarla ilgili her konuda saldırma ihtiyacı duyuyorlar. Bütün müslümanları düşman olarak görüyorlar, Arapmış, Türkmüş hiç fark etmez tüm müslümanlardan aynı ölçüde nefret ediyorlar. Türban bu insanları çıldırtıyor.
Tabi Türkiye'de sayı olarak azınlıkta olmanın getirdiği bir eziklik ile daha bir canhıraş şekilde müslümanlara saldırıp onları ezmeye çabalıyorlar. Bu insanların islam ile dertleri nedir acaba?
Görmeye tahammül bile edemiyorlar. Nedenini kendileri de tam olarak bilemiyor ama kayıtsız şartsız nefret ediyorlar. Dindar kişilerin sahibi olduğunu düşündükleri şirketlerden bile nefret ediyorlar, sermayeyi bile dinci ve dinsiz olarak iki ayrı şekilde algılıyorlar.
Yeşil dedikleri sermayeden sadece nefret etmiyorlar adeta korkuyorlar. Belli kelimeler bile onları rahatsız ediyor, hamdolsun, elhamdülillah, hatta "selam" kelimesi bile tüylerini diken diken ediyor. Cami sayısından rahatsız oluyorlar, diyanet bütçesinden rahatsız oluyorlar, islam ile ilgili ne varsa batıyor.
Tabi Türkiye'de sayı olarak azınlıkta olmanın getirdiği bir eziklik ile daha bir canhıraş şekilde müslümanlara saldırıp onları ezmeye çabalıyorlar. Bu insanların islam ile dertleri nedir acaba?
Niye böyle olmuşlar dersiniz? ve bu islam düşmanları sıkıştıklarında genellikle istisnasız hep Atatürk'ün arkasına saklanıyor.
illuminati Türk Müzik Sektörü
illuminati Türk Müzik Sektörü 1
<iframe width="640" height="390" src="//www.youtube.com/embed/QwivmrDkZEg" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>
Yaşar Nuri Öztürk ten Namaz Hakkında Şok Sözler !!!
Yaşar Nuri'den namaz hakkında şok sözler
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Saba Tümer'in programında seyircilerden gelen soru üzerine; '1000 senedir okumadık okumadan olmaz Kuran'ın temel ibadeti ilk emri en büyük ibadeti okumaktır namaz sonradan gelir. Hüseyin Atay namaz zurnanın son deliğidir der hadi ben son deliği demeyim namaz okumaktan sonra gelir' dedi..
İllüminati'ye Hizmet Eden Ünlüler
İllüminati ve gerçekleri. İllüminatiye hizmet eden ünlüler. Zaten illüminati zenginlerden oluşan bir gizli örgüt. Bu örgütün amacı Başka bir Dünya elde etmek ve Dinsiz bir Dünya oluşturmak. Şeytana tapıyorlar
26 Kasım 2014 Çarşamba
ŞEYTAN : Cennet'ten Niçin kovuldu? Mühlet Verilişi , Şeytana Karşı Uyarı . Şeytanın Hileleri ,
Kötü ruhun,
kötü birinin, kötülüğe teşvik edenin, kötülüğün temsilcisinin, karanlık ve
delaletin önderinin, Allah'ın ve O'nu seven, O'na kullukta bulunan herkesin büyük düşmanının müşahalaştırılmış
şekli veya kötülüğün sembolü olmuş
varlık.
Evren'de Hz. Adem (a.s.)'den önce yaratılmış
melek ve cin adında iki varlık mevcuttu.
Şeytan, cin
denen varlık grubuna mensup idi. Yüce Allah'ın Adem'e secde emrine karşı gelip
isyan ettiği için ilahi rahmetten kovulan ve insanların amansız düşmanı olan,
cin taifesinin inkarcı kesiminden gizli bir varlıktır.
Hz.Adem'e
(a.s) karşı büyüklük taslaması ve secde emrine isyanı neticesinde ilahi
rahmetten ebediyen kovuluşu "İblis" adını almasına sebep oldu. O'nun
küfrü inkar şeklinde olmayıp, emri yerine getirmeyi kabul etmeme ve itiraz
şeklindedir.
Şeytan
Hikayeleri
Lanetlenmesi
ve Cennetten Kovulması
Hz.Adem'e
(a.s) secde emrine kadar hissiyatına dokunan bir teklif yapılmamış ve imtihan
olunmamıştı. Onun bu ana kadar, Allah'ın emirlerine göre mi, yoksa öz nefsinin
isteklerine göremi hareket ettiği bilinmiyordu. Emir hissiyatına ters düştü ve
emri yerine getirmekten kaçındı. Gerekçesi, kendisinin ateşten, Adem'in ise
topraktan yaratılmış olmasıydı. Böylece o, ateşin topraktan üstünlüğü gibi iki
madde arasında, aslında olmayan bir farklılık görmüştü. Her iki maddenin
yaratıcısının da Allah olduğunu itiraf etmesine rağmen Adem'in yeryüzünde
Allah'ın halifesi olması, Allah'tan bir ruh taşıması gibi asıl üstünlüklerini
bilmezden gelmişti. Adem'de toprak toprak, kendisinde ateşten başka bir mahiyet
görmemiş; ölüden diri, diriden ölü yaratan ve bütün meziyetleri bahşeden
Allah'ı maddeye mahkum sanmıştı.
Bu anlayış,
Şeytan'a Allah huzurundan kovulma, rahmetinden
ümit kesme ve kıyamete kadar O'nun lanetini haketme dışında hiçbirşey
kazandırmadı. Çünkü o dar görüşlüydü, maddenin ötesini görememişti. Maddeyi tek
ve gerçek ölçü sanmakla şeytanca bir yanılgıya düşmüştü.
Şeytanın bu
itirazı, büyüklük taslamaya ve neticede kendisini inkara götüren bir isyana
dönüştü. Çünkü o, neticede sahibini alçaltacak olan bir büyüklük anlayışına
sahipti.
Cenab-ı Hak
buyuruyor:
Allah,
“Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil!
Hemen çık!
Çünkü sen
aşağılıklardansın” dedi.
(Araf, 13)
Allah,
“Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun.
Şüphesiz
hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
(Hicr,34-35)
Yücelik
sıfatları kendisine ait olan Yüce Allah, bu emirle onu bulunduğu makamdan
derhal azledip indirdi. Kibirine karşılık küçüklüğe ve hakarete mahkum etti.
Aslının ateş olmasına güvenerek, hayırlılık ve fazileti kendisinde aslından
intikal eden bir miras, elinden alınmaz bir kişisel özellik gibi varsayarak bu
imtihan zamanına kadar bulunduğu o mutluluk makamından düşmeyeceğini zanneden
ve bu zannıyla:
Yaratıcı'nın
emrini eleştirmeğe kalkışan İblis'e bu ilâhî emir, eşyanın bütün özelliklerinin
sadece bir Allah vergisi olduğunu, bu şekilde bir defada fiilen anlatıverdi.
(Elmalı
Tefsiri, Araf Suresi)
Cennet'ten
Niçin kovuldu?
İŞTE ALEVİLERİN DAVUTOĞLU'NDAN 12 TALEBİ : Aleviler, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na Tunceli Cemevi ziyareti sırasında 12 talepten oluşan bir rapor sundu.
Aleviler, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na 12 maddeden oluşan
talep listesi .
Tunceli, Elazığ ve Malatya Alevilerini temsil eden 9
Alevi dedesi tarafından Başbakan Davutoğlu’na sunulan raporda,
"Haklarımız, hakimlerin, savcılarında siyasi iktidarların karar vermesi
noktasından çok insanların yaradılışından kazanılmış haklarıdır" denildi.
"500 yıldan beri devam eden kırgınlığın
giderilmesi" başlıklı talepte, yeni Boğaz köprüsüne Yavuz Sultan Selim adı
verilmesi eğer ille verilecekse de Boğaziçi Köprüsü'nün isminin Safevi
hükümdarı Şah İsmail’in adı olan "Şah İsmail Hatayi" olması önerildi.
Davutoğlu’na sunulan 12 maddelik listede yer alan talepler
şöyle:
ALEVİ BAKAN, VALİ OLMAMASI..
1- Aleviler ötekileştirilmesin. Türkiye’de Alevi bir bakanın,
müsteşarın, valinin, genel müdürün olmaması, Alevilerin ötekileştirildiğini
gösteren en dikkat çekici örnektir.
CEMEVLERİNİN STATÜSÜ
2- Cemevleri, Alevi inancının ibadet mekânlarıdır. Cemevlerinin
inançsal statüsü tanınmalı, diğer ibadethanelerin yararlandıkları tüm haklardan
yararlanmalı.
YENİ BİR ANAYASA
3- Aleviler, toplumun özgürlükçü gelişimi önünde engel olan
mevcut Anayasa yerine, toplumun her kesiminin katıldığı ve temsil edildiği yeni
bir Anayasa talep ediyor.
DİYANET
4- Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasal kurum olmaktan
çıkartılmalı; özerk Din İşleri Kurumu haline getirilmeli, inanç gruplarının
eşit temsiliyeti sağlanmalıdır. İnanç gruplarının oluşturacağı birimler, kendi
inanç mensuplarına hizmet vermeli, bunun sağlanması için her inanç grubu, inanç
bütçesinden pay almalı.
Şeytanın Hileleri Yazarı: Muhyiddin’i Arabî - Şeytan'ın Hz Muhammed ile konuşması
Şeytanın Hileleri
Bu cep kitabı, Muhyiddin-i Arabi'nin "Seceret'ül Kevn" adlı eserinden iktibas edilmiştir.
Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun... Salat ve selam, efendimiz Emin Peygamber Muhammed'e... Sonra, onun ak aline... ve ashabının tümüne olsun.
İbn-i Abbas (r.a.) Hz.'inden naklen Mu-az b. Cebel rivayet ediyor
Şeytan'ın Hz Muhammed ile konuşması, Şeytanın hileleri, Şeytanın itirafı
- Bir gün Resülullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var. Görülecek bir işim var.
Cinler ile İlgili Bilinmeyen Gerçekler - Nihat Hatipoğlu
Cinlerin yaradılışı nasıldır?,
Cinler İnsanları duyabilir mi?,
Cinlerin Cehennemi var mı?,
İnsanlardan cinlere tapanlar var mı?,
Cinler gizli olanı bilebilirler mi?,
Cinler gelecekten haber verebilirler mi?,
Cinlerle konuşulabilir mi?,
Peygamberimiz cinlerle görüşüyor muydu?,
Cinler hayvan şekline girerler mi?,
Cinlerin ayakları nasıldır?,
Cinlerin Özellikleri Nelerdir?,
Peygamberimizin Cinlerle Karşılaşması nasıl olmuştur?,
Cinlerin yiyecekleri nelerdir?,
Cinler ne yerler?,
Cinler insanlarla sofraya otururlar mı?,
Cinlerin kategorileri nelerdir?,
Cinlerin peygamberleri var mıdır?,
Peygamberimizin cinlere kuran okuduğu gece,
Peygamberimiz cinlerle nasıl görüştü?,
Cinler nasıl musallat olur?,
Cinler kimlere musallat olur?,
Cinlerden nasıl korunulur?,
Cinlerden korunmak için dualar hangileridir?,
Hz. Halit'in cinlere karşı duası,
25 Kasım 2014 Salı
NOEL BABA SERÜVENİ ve YILBAŞI NEYİMİZ OLUR?
Roma imparatoru Diocletian'ın Hıristiyanlara karşı
başlattığı tutuklama harekatından kurtulamayan Saint Nicholas (Noel Baba),
büyük imparator Konstantin zamanında özgürlüğüne kavuşarak, İznik Konsül'üne
bağlanır.
Ölümünden sonra ise Myra (Demre) yakınlarına gömülür. 11. yüzyılda, İtalyan
denizciler, Myra'dan aldıkları kemiklerini, İtalya'da yeniden defnederler.
Böylece Saint Nicholas'nın efsaneleri Avrupa'ya yayılır. Efsanelerin, kat
ettikleri coğrafyaların farklı yorumları dikkate alınmadığında, ortak yanı
Hıristiyanlık inancının sembollerinden biri yapılmış, yari kutsal kişinin
serüvenidir...
Serüven, iç savaş yıllarında (1775-83 ) büyük mutsuzluklara bir kaç gün mola verdirmek için, Hollandalılar ile birlikte Amerika'ya ayak basar. Germen'lerin dini ekolüne sıkı sıkıya bağlı Saint Nicholas'nın efsanesi bu kıtada, başına geleceklerden habersiz, Hollandalıların kurduğu New Amsterdam (New York City) şehrinde, uzun bir süre Noel'de dükkanların ön vitrinlerini süsler.
1929 Krizi ve Noel Baba
Serüven, iç savaş yıllarında (1775-83 ) büyük mutsuzluklara bir kaç gün mola verdirmek için, Hollandalılar ile birlikte Amerika'ya ayak basar. Germen'lerin dini ekolüne sıkı sıkıya bağlı Saint Nicholas'nın efsanesi bu kıtada, başına geleceklerden habersiz, Hollandalıların kurduğu New Amsterdam (New York City) şehrinde, uzun bir süre Noel'de dükkanların ön vitrinlerini süsler.
1929 Krizi ve Noel Baba
24 Kasım 2014 Pazartesi
Kuran'ı Kerim'e Göre Cinler Alemi - Tek Parça
İslama göre cinlerin varlığı mutlak bir gerçektir.
Kuran'da cinlerin de aynı insan toplulukları gibi bir hayatları olduğu anlaşılmaktadır.
Ayetlerde cinlerin de gelmiş ve geçmiş ümmetleri olduğundan bahsedilmektedir.
Onların da soyları ataları bulunmaktadır.
Cinler insanlardan daha faklı bir boyutta yaşamakta ancak insanları görüp izleyebilmektedir.
Onlar da elçiler ve elçilere indirilen kitaplar vasıtasıyla uyarılıp korkutulmakta, dünya hayatlarında nasıl davranışlarda bulunacaklarıyla denenmektedir. İbadet ve itaat etmekte bunun sonuncunda da Allah'tan bir karşılık bulmaktadırlar.
Bu belgeselde çok merak edilen ve çok suistimal edilen "cinler alemi"ne konunun uzmanlarının görüşleri ve Kuran-ı Kerim ayetleri ışığında bir yolculuk yapacaksınız.
22 Kasım 2014 Cumartesi
Şeytan Hz. Muhammed'e Hilelerini Anlatıyor... | Ömür OKUR
Şeytan Hz. Muhammed'e Hilelerini Anlatıyor... | Ömür OKUR
ŞEYTAN'IN ÖZELLİKLERİ ve ŞEYTAN'IN ÖZELLİKLERİ,KİMDE VAR?
1. Sinsi ve
Yalancıdır.--(İbrahim Suresi, 22)
2. Azgın ve
Kaypaktır.-(Hac Suresi, 3)
3. Gücü
Yalnızca Çağırmaya Yeter.-(İbrahim Suresi, 22)
4. İyilikten
ve Hayırdan Yana Hiçbir Yönü Yoktur.-(Nisa Suresi, 117)
5. İnsanlar
Üzerindeki Etkisi Pisliktir.-(Enfal Suresi, 11)
6.
İnsanların Şükretmelerini Engellemek İster.--(Araf,17)
7. İnsanlara
Korku Vermeye Çalışır.-(Al-i İmran,175)
8.
Müminlerin Arasını Bozmaya Çalışır.---(İsra,53) (Maide,91)
9.
İnsanları, Sözde Onlara İyilik Yaptığına İkna Etmeye Çalışır.(Araf,20-21)
10. Allah’ın
Adını Kullanarak Saptırmaya Çalışır.-(Fatır Suresi, 5-6)
11.
Mü’minlerin Zamanla Yıpranmalarını İster.---(Al-i İmran Suresi ,155)
12. Yalan
Vaadlerde Bulunur.--(İbrahim Suresi, 22)
13.
Kuruntulara ve Kuşkulara Düşürmeye Çalışır.-(Nisa Suresi, 119-120)
14. Sapkın
Amelleri Süslü ve Çekici Gösterir.-(Neml Suresi, 24)
15. Fakirlik
Korkusu Vermeye Çalışır.-(Bakara Suresi, 268 )
16. Kibir
Vermeye Çalışır.--(Sad Suresi, 74-75)
17. Gösteriş
İçin İbadet Etmeye Teşvik Eder.--(Nisa Suresi, 38 )
18.
Ayetlerden Uzaklaştırmaya Çalışır.-(Zuhruf Suresi, 36-37)
19.
Unutkanlık ve Dalgınlık verir.-(Mücadele,19)(En’am, 68 )(Kehf, 63)
20.
Duygusallık Telkini Yapar.-(İsra Suresi, 64) (Mümtehine Suresi,1-3)
21.
Detaylara Daldırır.--(Bakara Suresi, 67-71)
22. İsrafa
Teşvik Eder.--(İsra Suresi, 26-27)
23. Gerçek
şu, şeytan size düşmandır,öyleyse siz de onu düşman edinin.--(Fatır Suresi, 6)
21 Kasım 2014 Cuma
ŞEYTANIN BÜYÜK PLANI - ŞOK VİDEO
Dünyada şeytana tapanların ne halde olduklarını ve şeytanın planlarını bu videoda izleyeceksiniz.ŞEYTAN KIYAMETE KADAR İNSANLARI KANDIRMAYA DEVAM EDECEK.
Hz.Muhammed(S.A.V.) ile şeytanın Konuşması-tek parça-
Hz.Muhammed (Salat ve Selam O'na Ve Ailesine Ve Ashabına Olsun) ile iblisin yalnızca doğruyu söylediği ve insanı nasıl kandırdığına dair konuşma..
Hilelerini anlatıyor...
Muhakkak dinleyiniz,dinlettiriniz rehber edininiz.
Kuranı hergün tertil ile okuyunuz..
Selamlar..
Hz.Süleyman'ın Krallığı [HD] ((Full Film - Tek Parca - Türkçe)) www.76me...
Kral ve Peygamber olan Hz. Süleyman'a daha önce hiç kimseye verilmemiş ideal bir krallık vaat edilir: Yeryüzünde bir cennet krallığı. Ancak o esnada binlerce yıldır hapsedilmiş ve insanlara yaklaşamayan cinler ve şeytanlar kilitli oldukları yerden kurtulmak üzeredirler. Büyücü Ara onları kilitli tutuldukları yerden çıkarıp karanlığın krallığını kurmak istemektedir. Hz. Süleyman bu durum karşısında kâhinlerden yardım ister. Ancak kâhinler, adalet ve özgürlüğün temsilcisi Sultan Süleyman'ın yanında yer almaktansa haksızlık ve zulmün safında yer almayı tercih ederler ve büyücü Arayı desteklerler. Böylece kilitli kapılar açılır ve cinler, şeytanlar insanların ruhlarını ele geçirerek onlara hükmetmeye başlarlar. Artık kafesten çıkmış olan bu yaratıkları yerlerine geri döndürmek imkânsızdır.
IMDB Puanı: 6.7/10
Yönetmen: Shahriar Bahrani
Tür: 1080p Filmler, Dram Filmleri, Savaş Filmleri, Tarih, Din
Yapım Yılı: 2010
Senaryo: Shahriar Bahrani
Oyuncu: Amin Zendegani, Elham Hamidi, Mahmood Pakniat
20 Kasım 2014 Perşembe
CİNLERLE İLGİLİ AYETLER KURAN-I KERİM'DE CİNLER
CENABI ALLAH KURAN-I KERİM´de cin suresinde, saffat suresinde, zariyat suresinde, rahman suresinde, nas suresinde ve bir daha bir çok suresinde ayetlerle cinlerden bahsetmiş onların varlığını bizlere bildirmiştir. Cenabı Allah bir ayeti kerimede ben cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım demiştir. Cinler insanlar gibi cenabı Allah´a kulluk etmek için insanlardan önce yaratılmışlardır insan oğlu topraktan cinler ise dumansız ateşten yaratılmışlardır.
Cinlerde insanlar gibidirler. Yerler, içerler, doğarlar, büyürler, evlenirler ve ölürler. Cenabı Allah onlarada insanlara verdiği gibi his(duygu) vermiştir. Severler, aşık olurlar, nefret ederler ve insanlara aşık olabilir, insanlarla evlenebilirler. Ve bu evlilikten çocukları olabilir bu çocuklar insan değil cin olurlar. Yaşantıları insanlara benzer nasılki insanlarda doktor, hemşire, profesör, asker, boşta gezenler, işsizler, çalışanlar, işçiler, köylüler vardır. Cinlerdede aynıları vardır. Cinlerinde dine inanları ve inanmayanları vardır.
Biz onları genel olarak rahmani (Müslüman) şeytani(Müslüman olmayanlar) diye adlandırırız. Bunların bir çok çeşitleri vardır. Hıristiyanlık gibi diğer dinlere mensup olanlar olduğu gibi hiçbir inanca sahip olmayan ateistlerde vardır. Cinlerde insanlar gibi kavim kavim ayrılmışlardır. yapı olarak kısa boylu, uzun boylu, şişman ve zayıf olurlar. Cinlerin dışında pek bilinmeyen genel itibari ile şeytani olan yer altı alemleri ve gök yüzü alemleri vardır.bunlar cinlere göre daha tehlikeli yapı olarak daha iri ve daha güçlüdürler.
Şeytanlarda aslında cindirler. ama yapıları biraz farklıdır kanatlı olanları vardır kanatsız olanları vardır. Bunlar insanlara musallat olabilirler.%85 yapılan büyü neticesi %15de korku, üzüntü, nazar, tesadüf eseri bilmeden onlara zarar verildiğinde bayanların muayyen günlerinde insanlara musallat olurlar. Cinler insanlardan farklı özelliklere sahiptir.çok hızlı hareket ederler, her kılığa girebilirler, her insanı etkileyebilirler sadece takva yaşayanlar hariç. Cenabı Allah şeytanı huzurundan kovduğunda şeytan andolsun ki kullarını altlarından, üstlerinden, sağından, solundan girip onları azdıracağım ancak Salih olanlar müstesna demiştir.Kuranı kerimde bu ayet mevcuttur. Bu varlıklar insanlardan uzaklaştırılabilir (işinin ehli olan kişiler tarafından) ancak birisine dokunulamaz o insan ölünceye kadar insanın üzerinde kalır bu içimizdeki nefistir. Ona karşı koymakta insan oğluna düşer.
İnsanın nefsini zayıflatması ruhunu güçlendirmesi için Cenabı Allah´ı zikretmeli ibadetini yapmalı az yemeli az uyumalı az konuşmalıdır. Kısaca Cenabı Allah´ın rızasına uygun takva olarak yaşamalıdır.takva yaşamayanların bunlara karşı korunması çok zordur.
Cinn’in Yaratılışı :
Cinleri öz ateşten yarattı.
(Rahman,15)
Cinleri de daha önce zehirli ateşten
yaratmıştık. (Hicr Suresi, 27)
Kur'an-ı Kerim'de değişik lâfızlarda
32 yerde cinden bahsedilmektedir. Bunlardan 22'si cinn, 5'i cânn, 5'i de cinnet
olarak geçmektedir;
Cinn:İsra (88), Kehf (50), Zariyat
(56), Rahman (33), Araf (38,179), Neml (17,39), Fussilet (25,29), Ahkaaf
(28,29), Sebe (12,14,41), Cinn (1,5,6), En'am (100,112,128,130)
Cânn: Hicr (27), Rahman
(15,39,56,74)
Cinnet: Hûd (119), Secde (13),
Saffat (158) 2kez, Nâs (6)
"De ki: Cinlerden bir topluluğun
dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, harikulade
güzel bir Kuran dinledik. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. Kimseyi
Rabbimize asla ortak koşmayacağız. Hakikat şu ki, Rabbimizin şanı çok yücedir.
O, ne eş ne de çocuk edinmiştir. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız, Allah
hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş. Hâlbuki biz, gerek insanlar gerekse
cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık. Şu da gerçek ki,
insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların
taşkınlıklarını arttırırlardı. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç
kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı. Doğrusu biz, göğü yokladık, fakat
onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk. Hâlbuki biz onun
bazı kısımlarında dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat
şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.
Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir
hayır mı diledi? Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan
aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk. Şu gerçeği şüphesiz anladık
ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere
kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. Doğrusu biz, o hidayeti işitince ona iman
ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir eksikliğe uğratılmasından ne de
haksızlık edilmesinden korkar. İçimizde, teslimiyet gösterenler de var, hak
yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır." (Cinn
Suresi 1-15)
19 Kasım 2014 Çarşamba
FETULLAH GÜLEN İN TÜRK OKULLARI ve İÇYÜZÜ : Cemaatin propagandacıları, yönlendiricileri, başı, yöneticileri, beyin takımı alabildiğine kirli ve karanlık!
İlk olarak, Türk okullarına iki sebepten karşı olmadığımı belirteyim:
1. En azından İslam düşmanı değiller.
2. Alternatifimiz oluncaya kadar nötr olanlara karşı çıkma hakkımız yok. Bilakis onları alternatif oluşturuncaya kadar desteklemek zorundayız. Mesela bendeniz, müspet kitabevi veya kırtasiye bulamadığım veya bilmediğim zaman, -kazık fiyat olmasına rağmen- NT mağazalarından alışveriş yaparım. Yahudi veya İslam düşmanı solcu ve ulusalcı alışveriş merkezlerinden bin kat daha iyidir.
Madem karşı değilsini, öyleyse ne diye reddiye yazıyorsun?
Cevabı yine iki sebepten dolayı:
1. Öncelikle bu okullar kutsanmaya başlandı.
Hocaefendi İslam’a hizmet ediyor. Nasıl? Türk okulları ile…
İslam’ın neresinde böyle bir ifade var?
Türk okulu açmanın İslam’a hizmetle ne alakası var?
Milletine hizmet ise, belki evet!
Vatanına hizmetse, belki evet!
İslam’a hizmetle irtibatı nedir?
Yok!
Sadece kendi pisliklerini ve kirli işlerini bu yolla -adını hizmet koyarak- aklamaya çalışıyorlar.
2. Israrla Türk okullarında Türkçeyi ve İslam’ı öğrettikleri palavrasını sıkıyorlar ve bunu propaganda amacı olarak kullanıyorlar. Bu da kocaman kuyruklu bir yalan! Nasıl olsa kimsenin o ülkelere gidip binlerce (doğrusu yüzlerce olması lazım) Türk okulunu incelem şansı yok!
Hiç bir Türk okulunda İslam öğretilmez. Hiç bir Türk okulunda ekstradan dini bir ders konulmaz. Sadece o ülkenin müfredatı -genellikle- İngilizce veya o ülkenin yerli resmi dilinden kaliteli (hatta en kaliteli) bir biçimde okutulur.
Türk okulları ve kolejleri kalite ve paraya odaklıdır. İslam ile veya Türkçe ile alakası yoktur!
Biliyorum, yine “iftira atıyorsun” diye itirazlar gelecek! Hatta ajan, fitneci, AKPci, yalancı, iftiracı vs diyecekler. Ben de delil isteyeceğim, onlar da “kem küm” diye cevap verecekler.
Yurt dışında gittiğim ülkelerin çoğunda Türk okullarını ziyaret ettim. Müfredatlarını bizzat inceledim. Yine bir çok okulun yöneticisi, müdürü, öğretmenleri arkadaşım, dostum veya tanıdığım. Çayını rahat içtiğim insanlar… Geneli de temiz arkadaşlar, kardeşler…
Ama cemaatin propagandacıları, yönlendiricileri, başı, yöneticileri, beyin takımı alabildiğine kirli ve karanlık!
En başta ve en sonda şunu söylüyorum:
Grubun beyni kirli, geri kalanı temiz!
İSLAM’DA TESETTÜR : İslam düşmanı Siyonist ve emperyalistler, bir milleti yıkmak, çürütmek ve İslam’ı bozmak için daima kadını en güçlü silah olarak kullanmış ve halen de kullanmaktadırlar.
Yeryüzünde insanca ve müslümanca bir hayat sürdürmemiz için kendi katında bize şeriat nizamını gönderen mutlak hâkimiyet sahibi Allahu Teâlâ’ya sonsuz hamd ve senalar olsun.
Cihanşümul bir şeriat ile gönderilen ebedi önder Hz.
Peygamber (s.a.v)’e, Âline, Ashabına ve İslam nizamının yeryüzüne hâkim olması
için kanının son damlasına kadar tağuti güçlere karşı amansız bir şekilde cihad
ibadetini sürdüren tüm dünya Müslümanlarına salat-u selam olsun. (Âmin)
“Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve
mü’min kadınlar, taate devam eden erkekler ve taate devam eden kadınlar, doğru
erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (gönülden
Allah’a) saygılı erkekler ve (gönülden Allah’a) saygılı kadınlar, sadaka veren
erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,
ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden
erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar; işte Allah bunlar için bağış ve
büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzab Suresi 35.ayet)
İslam düşmanı Siyonist ve emperyalistler, bir milleti yıkmak,
çürütmek ve İslam’ı bozmak için daima kadını en güçlü silah olarak kullanmış ve
halen de kullanmaktadırlar.
İslam’ı ve Müslümanları maddi güç ve silahlarla yok
edemeyen düşman, çağdaş silah olarak Müslüman kadınımızın ahlakını bozmayı ve
ona İslam’ın kazandırdığı kutsal ve yüce değerini yitirtip, şehvetperestlerin
metaı haline getirtip, sokaklara dökmüş, kişiliğini, ahlakını ve namusunu
kaybettirmiştir.
Düşman, kadınımızı modanın ve şehvetin kölesi haline getirip
istediği şekle ve maskaralığa sokabilmekte ve soyabilmektedir. Bununla beraber
bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz konu Müslüman kızlarımızda görülen
yozlaşma ve bozulmalardır.
KURAN İSLAMI : Modern zamanda sürekli dile getirilen Kur’an İslâmı ifadesinin hangi anlam ve bağlam çerçevesinde kullanıldığını tespit etmek, meselenin esas noktasını teşkil etmektedir.
Misyoner Faaliyetleri
Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik.
Dinleri, inançları, ahlâkları, dine bakışları ve insani duyguarı mahvoldu.
Onların millî mânevî değerlerini, batı Medeniyeti potasında eriterek, kendimize benzetik.
İslâmiyetten uzaklaştırdık.
İslâmiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur´an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık.
Artık çoğu tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar.
Ehl-i sünnet itikâdı, başta gelen düşmanımızdır.
Bu itikâdı geçmişte sapık itikâdlara yönlendirdik.
Son yıllarda ise müslüman görünen bazı ilâhiyatçılarla, ondört yüzyıllık itikâdlarını, ibadetlerini tartışılır hale getirdik.
Derin bir boşluğa düşürdük.
Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolay; maaş bağlayarak, vize vaadi, yurtdışında iş imkanı, hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yaparız...'
Lovis Massignon
(Fransız Misyonerleri Cemiyeti
Başkanı ve Müstemelekler Başkanlığının
Kuzey Afrika Müsteşarı)
Türkiye de "kimileri" kabul etmese de 80'li
yıllardan bu yana, planlanmış bir hedef tahtasıdır. Planlarının 60'lı yıllarda
yapıldığı, şimdilerde harıl harıl işleyen çok yönlü bir kuşatmanın içinden
geçiyoruz. Çok yönlü diyoruz zira bu kuşatma; iktisadî, manevi, askeri, sosyal
alanları kapsamaktadır. Tehdit, artık sadece dışarıdan değil, içerden de
gelmektedir.
Planlı, organize ve sistemli bir şekilde işleyen bu kuşatma,
eğer önü alınmazsa yakında meyvelerini verecek gibi. Çatışan tarafların
öznelerine göre bu meyve, kimine acı, kimine tatlı gelecektir.
PEYGAMBER’İ DEVRE DIŞI BIRAKAN DİN, KISA DEVRE YAPAR!
İyi de, hakikat yolculuğuna nasıl çıkacağız?
Bu sorunun cevabı şu tespitte gizli: Kur’ân asıldır, Sünne-i
Seniyye usûldur. Aslolan, hakikate vusuldür / varmaktır.
Yani: Usûl olmadan, vusûl olmaz. Usul yoksa, fusûl (kopma /
sapma) kaçınılmazdır.
Hakikate vusûl’ü sağlayacak usûl’ü bize veren, hakikatin
misali ve timsali, vasatı ve vasıtası olan Efendimiz’dir.
Eğer ‘ben de Kur’ân’ı anlayabilirim’, diyerek, peygamberi
devre dışı bırakırsanız, İslâm kısa devre yapar. Önüne gelen, ‘İslâm budur’
diye saçmalamaya başlar. Böyle yapmakla, kendisini peygamberin yerine koyduğunu
da, din icat ettiğini de göremez.
Batılıların, Kur’ân’a değil de, Hz. Peygamber’e saldırmalarının,
hadisleri tartışmaya açmalarının temel nedeni, Peygamber’i devre dışı bırakmak
ve insanların kafalarına göre din icat etmelerinin ve dini paçavraya
çevirmelerinin kapılarını sonuna kadar açmaktır.
EMPERYALİZM’İN KEŞİF KOLU ORYANTALİZM : Müslümanları kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık.
Küreselleşme adı altında kurulmak istenen yeni dünya düzeni, aslında yeni bir hristiyan sömürge düzenidir. İnsanların köleleştirilmesi ise bu düzenin tabiatı gereğidir
Bu büyük projeyi yönetenlerin dünya çapında yürüttükleri psikolojik ve ekonomik operasyonlar da bu hedef doğrultusunda alt yapı oluşturmaya yöneliktir. Bu faaliyetin ilk basamağı, hedef seçilen kitlelerin sahip oldukları kültür değerlerini ve ekonomilerini yıkmak, sonra da onun yerine Batılı hayat tarzını ve Hıristiyan kültürünü ikame etmek, dolayısıyla insanları bunalıma itmek ve fakirliğe mahkum etmektir. .
“Müslümanları
vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler
deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan
adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını
aşılayalım…”(1)
“Müslümanların her şeyini tahrif ve
mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları
mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek
kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi,
yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak
göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)
Yukarıdaki
cümleler “Oryantalist” diye adlandırılan iki hristiyan ilim
adamına ait. Günümüzdeki Müslümanların içine düştüğü durumu ne güzel
özetlemekte… Bu cüretkâr ve iddialı cümleler oryantalistlerin düşünce yapıları
ve hedefleri noktasında ipuçları içermekte. Günümüz Müslümanlarının, oldukça
eski bir maziye sahip olan oryantalizm kavramını ve işlevini bilmemeleri ne acı
bir gerçektir. Günümüz Batı ülkelerinde hâkim olan ve Batılı medya kuruluşları
aracılığıyla bütün dünyaya ihraç edilen İslam ve Müslüman imajını,
Oryantalizm’den bağımsız anlamak imkânsız derecesinde zor. İslam toplumlarını
geri, ataerkil, irrasyonel, şehvet düşkünü, atıl, şiddet yanlısı, bedevi ve
kaba kalabalıklar olarak sunan tasvir, roman, hikâye, şiir ve tarihi eserlerin
çok büyük bir bölümü, Oryantalizm adı altında özetlediğimiz Batılı çalışmalara
geri gider. Oryantalist yazarların yaklaşık bir buçuk asır önce ürettiği bu
imajlar, bugün de canlılığını muhafaza ediyor. Üstelik bu tiplemeler sadece
Batı toplumlarında değil, İslam ülkelerinde yerel kimliğini yitirmiş Avrupai
aydınlar ve burjuva arasında da kayda değer bir etkiye sahip.
“Emperyalizm’in Keşif Kolu: Oryantalizm”
adlı bu yazı dizisinde oryantalizmin ne olduğunu, doğuş sebeplerini, meşhur
simalarını ve oryantalistlerin İslam dünyasındaki etkilerini sizlere aktarmaya
çalışacağız.(Çaba bizden, tevfik yüce Allah’tandır.)
ORYANTALİZM
NEDİR? DOĞUŞ SEBEPLERİ
18 Kasım 2014 Salı
Hz. Süleyman'ın Güç Simsarları (Masonluk, Kilise ve İlluminati'nin Sırları)
Masonluğun arkasındaki kadim mirası gün ışığına çıkaran bir olmakla birlikte Hiram'ın Anahtarı, verdiği yanıtlardan çok gündeme, daha fazla sorular getirmiştir. Hz. Süleyman'nın Güç Simsarları Masonluk, Kilise ve Illuminati'nin Sırları, Masonik ayine göre Kral Süleyman tarafından kurulmuş olan eski bir ruhban sınıfının ilerleyişinin parçalarını bir araya getirmek amacıyla çok daha derinlemesine ve geniş çapta bir araştırmaya dayanılarak, kafalarda oluşan sorulara yanıt da vermek amacıyla yazılmıştır.
Esrarengiz sembolleri, gizli ayinleri ve son derece karmaşık görünen hiyerarşisi ile Masonluk, yüzyıllar boyunca dış dünyanın merakını cezbetmiştir. Konuyla ilgili merak edilen olayları aydınlığa kavuşturan bu kitapta deneyimli iki araştırmacı olan Christopher Knight ve Alan Butler, günümüz Masonlarının, gizlilik içinde davranmaya zorlanmış olan eski bir papazlığın ruhani nesilleri olduklarını ortaya koyuyor. Ki bu papazlar gelecek olan Mesih'in doğumunu kehanette bulunmuştur ve Hz. İsa da misyonlarının bir parçasıdır.
Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden hemen sonra Romalılar tarafından yürütülen bir soykırım programıyla neredeyse silinip yok olmuşken; sonra, Feodal Avrupa'da din karşıtı olarak adlandırılmadan ve yeraltına inmeye zorlanmadan önce, büyüyüp eşi benzeri olmayan bir güç elde ettiler. Ama durdurulamadılar, büyümeye, gizlice çalışmaya devam ettiler, bazen kurumları yıkarak ve asla isim vermeden, amaçlarını gerçekleştirmek için gereken her şeyi yaptılar..
Büyük Hükümdar Hz.Süleyman'ın Yüzüğünün Sırrı : Bir Kral Peygamber yeryüzünün ve gökyüzünün efendisi olmuştu. Cinlere, insanlara ve hayvanlara hükmeden bu kral peygamber Hz. Süleyman’dı.
Bundan binlerce sene önce yeryüzünün büyülü devirlerinde insan henüz üçüncü
gözünü kaybetmemişken efsanevi bir Kral Peygamber yeryüzünün ve gökyüzünün
efendisi olmuştu. Cinlere, insanlara ve hayvanlara hükmeden bu kral peygamber
Hz. Süleyman’dı. Ve yetkesinin kaynağı olduğu sanılan güçlü bir mühür yüzük
taşıdığı söyleniyordu. Fakat bir gün bu muhteşem yüzük çalındı. Süleyman sahip
olduğu herşeyi kaybetti. Ve mührün yokluğunda geçen o acı günlerde kendisindeki
asıl mührü Mühr-ü Süleyman’ı buldu.
Hazineleri dillere destan olan 3 semavi dinde de ismi haşmetle birlikte anılan biridir Süleyman / Hz. Süleyman / King Soloman / Peygamber Süleyman. Ona bu özelliği veren dünyasal ve ilahi güçlere hakim bir yönetici olduğu düşüncesidir. Asıl olarak Peygamber / Kral Davud’un oğludur. Hem Tevratta hem Kuran-ı Kerim de hikayeleri ve hayatıyla saltanatı anlatılır.
Efsaneler şöyle der; Hz. Süleyman / Kral Süleyman Allah’nın seçip güçlendirdiği bir ailenin adaletle hükmeden oğludur. İsrail soyunun güçlü bir Kralıdır. Temelde kutsal bir görevi vardır. Bu görev nedeniyle daha önce ve daha sonra kimseye verilmemiş/verilmeyecek bir saltanat diler Allah'dan. Böylece kendisine rüzgar, cinler, akarsu gibi akan metaller, kuşlar ve insanlardan oluşan ordular tahsis edilir. Rüzgara binip günler sürecek yollara hızla varır. Kuşları görevlendirerek düşman sahasına keşfe gönderir. Cinlerin esrarengiz görünmez ve anlaşılmaz yetileriyle devasa saraylar, kaldırılması imkansız dev sanat eserleri, binalar ve dalgıçların çıkardığı malzemelerden takılar akla gelecek binbir güzel şey yaptırır. Dünyayı imar ederken güzelliği ve adaleti kurar.
Süleyman efsanesini doruğa çıkaran yüzüktür. Her ne kadar dini kaynaklar bunu bu şekilde aktarmasa da gizem perdesi altında Tanrı’nın kendisine bir yüzük hediye ettiği söylenir.
Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı’nın gizli ismini (İsmi Azam duası) saklar. Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir. Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter de artar bile. Kimi bilgilere göre Adem’in taşıdığı bir yüzüktür ve cennetten çıkarılırken onu Arşta bırakmıştır. Cebrail daha sonra bu yüzüğü Tanrı’nın isteğiyle Hz. Süleyman’a getirmiştir. Terim aslen Mühr-i Süleyman’dır. Ancak Türkçe’deki ses uyumuna göre dile geçerken değişmiştir. Diğer bir deyişi de Hatem-i Süleyman’dır. İngilizce ‘Seal of David’, ‘Star of David’, ‘Davis’s Sheald’ ‘Magen David’ isimleriyle anılır. Çünkü Batı dünyasında bildiğimiz çift üçgenin kesişimi olan Mühr-ü Süleyman aslında 5 kollu bir yıldızdır. 6 kollu yıldız babası olan Davud peygamberin kullandığı semboldür.”
(Prof. Dr. Nusret Çam / Ankara İlahiyat Fakültesi)
Hazineleri dillere destan olan 3 semavi dinde de ismi haşmetle birlikte anılan biridir Süleyman / Hz. Süleyman / King Soloman / Peygamber Süleyman. Ona bu özelliği veren dünyasal ve ilahi güçlere hakim bir yönetici olduğu düşüncesidir. Asıl olarak Peygamber / Kral Davud’un oğludur. Hem Tevratta hem Kuran-ı Kerim de hikayeleri ve hayatıyla saltanatı anlatılır.
Efsaneler şöyle der; Hz. Süleyman / Kral Süleyman Allah’nın seçip güçlendirdiği bir ailenin adaletle hükmeden oğludur. İsrail soyunun güçlü bir Kralıdır. Temelde kutsal bir görevi vardır. Bu görev nedeniyle daha önce ve daha sonra kimseye verilmemiş/verilmeyecek bir saltanat diler Allah'dan. Böylece kendisine rüzgar, cinler, akarsu gibi akan metaller, kuşlar ve insanlardan oluşan ordular tahsis edilir. Rüzgara binip günler sürecek yollara hızla varır. Kuşları görevlendirerek düşman sahasına keşfe gönderir. Cinlerin esrarengiz görünmez ve anlaşılmaz yetileriyle devasa saraylar, kaldırılması imkansız dev sanat eserleri, binalar ve dalgıçların çıkardığı malzemelerden takılar akla gelecek binbir güzel şey yaptırır. Dünyayı imar ederken güzelliği ve adaleti kurar.
Süleyman efsanesini doruğa çıkaran yüzüktür. Her ne kadar dini kaynaklar bunu bu şekilde aktarmasa da gizem perdesi altında Tanrı’nın kendisine bir yüzük hediye ettiği söylenir.
Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı’nın gizli ismini (İsmi Azam duası) saklar. Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir. Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter de artar bile. Kimi bilgilere göre Adem’in taşıdığı bir yüzüktür ve cennetten çıkarılırken onu Arşta bırakmıştır. Cebrail daha sonra bu yüzüğü Tanrı’nın isteğiyle Hz. Süleyman’a getirmiştir. Terim aslen Mühr-i Süleyman’dır. Ancak Türkçe’deki ses uyumuna göre dile geçerken değişmiştir. Diğer bir deyişi de Hatem-i Süleyman’dır. İngilizce ‘Seal of David’, ‘Star of David’, ‘Davis’s Sheald’ ‘Magen David’ isimleriyle anılır. Çünkü Batı dünyasında bildiğimiz çift üçgenin kesişimi olan Mühr-ü Süleyman aslında 5 kollu bir yıldızdır. 6 kollu yıldız babası olan Davud peygamberin kullandığı semboldür.”
(Prof. Dr. Nusret Çam / Ankara İlahiyat Fakültesi)
NASIL KANDIRILDIK? (Aya İlk Adım) : Baştan beri hepsi tezgahtı.” diyen komplo teorisyenlerini harekete geçiren ise NASA’nın bu görüntüleri incelemek isteyen bilim adamına “Görüntüleri bulamıyoruz!“ demesiydi.
Acaba kandırıldık mı? Amstrong 11 ile 20 Temmuz 1969’da gerçekten aya gitmediler mi? 1969 Yılında bilgisayarlar TIR’larla taşınıyorken mekiğe nasıl sığdırıldı? Pekala mekiğin hacimsel olarak devasa olduğunu varsaysak bile neden o tarihten sonra uzun zaman boyunca aya hiç insanlı uçuş yapılmadı?
“Baştan beri hepsi tezgahtı.” diyen komplo teorisyenlerini harekete geçiren ise NASA’nın bu görüntüleri incelemek isteyen bilim adamına “Görüntüleri bulamıyoruz!“ demesiydi.
Temsili Ay'a iniş görüntüleri, geniş bir alana kurulu San Benardino yakınlarındaki Norton Hava Üssünde gerçekleştirildi. [1]
Detaylar, Görülemiyor
20 Temmuz 1969'da gerçekleşen seyahat, NASA'nın zamanın son teknolojisiyle üretilen kameraları tarafından canlı olarak yine NASA'nın Kaliforniya ve Avustralya'daki televizyon istasyonlarına gönderildi. O zamanlar bu görüntüleri işleyecek teknolojisi olmayan televizyon kanalları ise orijinal görüntülerin yansıtıldığı perdelerden çekim yaptılar. Bu nedenle detaylar, orijinallerindeki kadar net olarak görülemiyordu. Manyetik bantlı video kasetlere kaydedilen orijinal görüntüler ise 1970 yılında ABD Ulusal Arşivleri'ne kaldırıldı. Ancak görüntüler, 1984'de hiçbir neden belirtilmeden Maryland'deki Goddard Uzay Üssü'ne taşındı.
Lander, Oraya Elle mi Kondu?
Dalgalanan ABD bayrağının arkasında duran lander (astronotları ay yüzeyine taşıyan cihaz) çok kuvvetli bir iniş mekanizmasına sahiptir. Fakat bu kuvvetli iniş mekanizması ay yüzeyinde hiçbir krater veya benzeri iz oluşturmamıştır. Oysa daha önceki fotoğrafta bir insanın ayak izi bile net bir iz oluşturmuştu. Nasıl oluyor da bu koskoca alet iniş ve kalkışta hiçbir çukur açmıyor?
Komplo teorisyenlerine göre aya hiç gidilmedi, tüm görüntüler bir stüdyoda çekildi. ABD, SSCB ile bir uzay yarışına girişmiş, rakip uzaya insan göndererek öne geçmişti. NASA da buna karşılık, Ay'a gittik yalanını uydurdu. İşte komplo teorisyenlerinin iddiaları:
1. 70 kilo olan Neil Armstrong, yüzeyde derin izler bırakırken, 1 tonluk uzay aracı neden hiçbir iz bırakmıyor?
2. Astronot gölgede kalmasına rağmen nasıl bu kadar net ve parlak görülüyor?
3. Güneş gibi çok uzak bir ışık kaynağından bu kadar güçlü bir ışık gelip de taşların bu şekilde gölge yapmasına neden olamaz. Ama stüdyodaki spotlar yapabilir.[2]
4. Hesaplamalara göre Ay yüzeyindeki gündüz sıcaklığı 260 ile 280 Fahrenhayt arasında değişiklik gösteriyor. Bu derecedeki sıcaklıkta filmler erir ve insanlar muhtemelen rahatsız olur. Hatta muhtemelen ölür! Peki ama astronotlar, neden bu kadar rahat görünüyor?
5. Ay'ın görünmeyen karanlık yüzündeki hava sıcaklığının eksi 41 dereceye kadar düştüğü biliniyor. Eksi 40 dereceden itibarense cisimlerin kırılganlık derecesinin arttığı biliniyor. Bu sıcaklıkta elektrikli cihazlar çalışmaz. Araba akülerini çalıştırmak da zordur. Sıcaktan soğuğa geçerken yaşanan bu ani ısı değişikliği cisimlerde esnemelere ve kırılmalara sebep olur. Peki ekipmanlar ve astronotlar nasıl bu kadar rahat çalışabiliyor ?
6. Niye 1/6'lık bir yerçekimi oranında astronotlar yürüme ile zıplama arasında gidip gelen hareketler yapıyorlar ? Televizyon çekimlerinin birinde astronotun zıplamak için dizlerini büktüğü ama sonuçta bir kaç adımdan öteye gidemediği gözleniyor. Astronotlar yerçekiminin 6 kat daha az olduğu bir ortamda niçin normal bir insanın yeryüzünde zıplayabileceği kadar bir mesafeye zıplayabiliyorlar ?
7. Bunun yanı sıra çekilen görüntülerde astronotların sert bir şekilde dizlerinin üstüne düştükleri birkaç sahne görüyoruz. Peki böylelikle kendilerini büyük bir riske atmış olmuyorlar mıydı ? Ya basınca dayanıklı elbiseleri yırtılsaydı ?
8. Bilindiği gibi yeryüzünden 250 ve 750 mil yükseklikteki mesafeler arasında kalan bölgeye Van Allen Kuşağı ismi veriliyor. Bu kuşak güneşten gelen radyoaktivite yüklü ışınların dünyaya gelmesini engelliyor. Astronotların Ay'a gidebilmesi için bu kuşak içinden geçmeleri gerekiyor. Bir insanın buradan geçebilmesi içinse 4 metre kalınlığında bir kurşun tabakasıyla kaplanmış olması gerekiyor! [4]
“Baştan beri hepsi tezgahtı.” diyen komplo teorisyenlerini harekete geçiren ise NASA’nın bu görüntüleri incelemek isteyen bilim adamına “Görüntüleri bulamıyoruz!“ demesiydi.
Temsili Ay'a iniş görüntüleri, geniş bir alana kurulu San Benardino yakınlarındaki Norton Hava Üssünde gerçekleştirildi. [1]
Detaylar, Görülemiyor
20 Temmuz 1969'da gerçekleşen seyahat, NASA'nın zamanın son teknolojisiyle üretilen kameraları tarafından canlı olarak yine NASA'nın Kaliforniya ve Avustralya'daki televizyon istasyonlarına gönderildi. O zamanlar bu görüntüleri işleyecek teknolojisi olmayan televizyon kanalları ise orijinal görüntülerin yansıtıldığı perdelerden çekim yaptılar. Bu nedenle detaylar, orijinallerindeki kadar net olarak görülemiyordu. Manyetik bantlı video kasetlere kaydedilen orijinal görüntüler ise 1970 yılında ABD Ulusal Arşivleri'ne kaldırıldı. Ancak görüntüler, 1984'de hiçbir neden belirtilmeden Maryland'deki Goddard Uzay Üssü'ne taşındı.
Lander, Oraya Elle mi Kondu?
Dalgalanan ABD bayrağının arkasında duran lander (astronotları ay yüzeyine taşıyan cihaz) çok kuvvetli bir iniş mekanizmasına sahiptir. Fakat bu kuvvetli iniş mekanizması ay yüzeyinde hiçbir krater veya benzeri iz oluşturmamıştır. Oysa daha önceki fotoğrafta bir insanın ayak izi bile net bir iz oluşturmuştu. Nasıl oluyor da bu koskoca alet iniş ve kalkışta hiçbir çukur açmıyor?
Komplo teorisyenlerine göre aya hiç gidilmedi, tüm görüntüler bir stüdyoda çekildi. ABD, SSCB ile bir uzay yarışına girişmiş, rakip uzaya insan göndererek öne geçmişti. NASA da buna karşılık, Ay'a gittik yalanını uydurdu. İşte komplo teorisyenlerinin iddiaları:
1. 70 kilo olan Neil Armstrong, yüzeyde derin izler bırakırken, 1 tonluk uzay aracı neden hiçbir iz bırakmıyor?
2. Astronot gölgede kalmasına rağmen nasıl bu kadar net ve parlak görülüyor?
3. Güneş gibi çok uzak bir ışık kaynağından bu kadar güçlü bir ışık gelip de taşların bu şekilde gölge yapmasına neden olamaz. Ama stüdyodaki spotlar yapabilir.[2]
4. Hesaplamalara göre Ay yüzeyindeki gündüz sıcaklığı 260 ile 280 Fahrenhayt arasında değişiklik gösteriyor. Bu derecedeki sıcaklıkta filmler erir ve insanlar muhtemelen rahatsız olur. Hatta muhtemelen ölür! Peki ama astronotlar, neden bu kadar rahat görünüyor?
5. Ay'ın görünmeyen karanlık yüzündeki hava sıcaklığının eksi 41 dereceye kadar düştüğü biliniyor. Eksi 40 dereceden itibarense cisimlerin kırılganlık derecesinin arttığı biliniyor. Bu sıcaklıkta elektrikli cihazlar çalışmaz. Araba akülerini çalıştırmak da zordur. Sıcaktan soğuğa geçerken yaşanan bu ani ısı değişikliği cisimlerde esnemelere ve kırılmalara sebep olur. Peki ekipmanlar ve astronotlar nasıl bu kadar rahat çalışabiliyor ?
6. Niye 1/6'lık bir yerçekimi oranında astronotlar yürüme ile zıplama arasında gidip gelen hareketler yapıyorlar ? Televizyon çekimlerinin birinde astronotun zıplamak için dizlerini büktüğü ama sonuçta bir kaç adımdan öteye gidemediği gözleniyor. Astronotlar yerçekiminin 6 kat daha az olduğu bir ortamda niçin normal bir insanın yeryüzünde zıplayabileceği kadar bir mesafeye zıplayabiliyorlar ?
7. Bunun yanı sıra çekilen görüntülerde astronotların sert bir şekilde dizlerinin üstüne düştükleri birkaç sahne görüyoruz. Peki böylelikle kendilerini büyük bir riske atmış olmuyorlar mıydı ? Ya basınca dayanıklı elbiseleri yırtılsaydı ?
8. Bilindiği gibi yeryüzünden 250 ve 750 mil yükseklikteki mesafeler arasında kalan bölgeye Van Allen Kuşağı ismi veriliyor. Bu kuşak güneşten gelen radyoaktivite yüklü ışınların dünyaya gelmesini engelliyor. Astronotların Ay'a gidebilmesi için bu kuşak içinden geçmeleri gerekiyor. Bir insanın buradan geçebilmesi içinse 4 metre kalınlığında bir kurşun tabakasıyla kaplanmış olması gerekiyor! [4]
Subliminal Mesaj Örnekleri 1 (+18) : Subliminal mesajlar, yani gizli bilinçaltı telkinler hakkında daha önce Bilinçaltımız Nasıl İşgal Ediliyor?
Subliminal mesajların ne kadar tehlikeli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu tür gizli telkinlerin tespitinin zor olması da işin diğer bir boyutu. Bizler en bilinen örnekleri sizin için toparladık. Subliminal mesaj örneklerinin birinci bölümünü sizlere sunuyoruz:
(Resimlerin üzerine tıklayarak daha büyük boyutta görüntüleyebilirsiniz.)
ŞEYTANIN DNA'SI : Bütün günahların işlenmesinin temelinde dünya sevgisi yatar. Dünya sevgisinin temelinde de iki delik yatar.
Yaradan yaratmış olduğu kâinatta en değerli varlık olan insanın geçici bir süre altı bin yılda yarattığı ve dizayn etmiş olduğu yeryüzü cennetine yerleştirmiş ve bu yeryüzü cennetinden daha mükemmel bir cennet yaratma hazırlığı ve o mükemmel cennetin tamamlanacağı süreye kadar geçici ikametkahı olan dünya yeryüzünde bir eleme ve hak kazanma sınavı yaparak orayı gerçekten layık olan kullarına atfetmiştir.
Nitekim Mevlâ her devirde kullarına Peygamberler ve kitaplar aracılığı ile gerçek cenneti ve gerçek hayatın nasıl kazanılacağı hususunu bilgilendirerek, özetle şöyle demiştir.
"Ey benim! sıfatlarımdan sıfat, yeteneklerimden yetenek, ilmimden ilim, verdiğim ve bu vermiş olduğum değerlerimden dolayı değer verdiğim kullarım;
Hoşunuza giden yeryüzü cennetinde amacınız yaşam mecburiyeti olan iki delik olmasın. Mücadele ve kazanma amacınız bu iki deliği doyurmak değil, zaten ben size bunu vermekle kendimi mükellef kıldım. Sizin asli amacınız o hoşunuza giden bağlanıp kaldığınız dünya sevgisinden ve onun yaşam güzelliğinden, sizin tahmin edemeyeceğiniz bin kat ziyadede olan Allah sevgisi ve onun mükâfatı olan gerçek cennet hayatını kazanmak asli amacınız olsun.
Ümit ediyorum ki bunu aklederek kurtuluşa eresiniz."
ŞEYTANIN DNASI ÇÖZÜLDÜ
Şeytanın dışımızdaki bir varlık olmadığı
İslamda kadın ve erkek mükellefiyetleri
Kadının namazla,oruçla, hacla,zekatla mükellef olmadığı
Aleviliğin çıkış hadiseleri ve kerbela gerçeği
Ve daha nice gerçekler…
17 Kasım 2014 Pazartesi
1900 YILLIK SIR ERDOĞANDA : 1900 yıllık Tevrat'la bugün ki Tevrat aynı değil . 1900 yıllık el yazması Tevrat'ın varlığı
Türk, İngiliz ve İsrail ajanları tarihinin en
önemli kapışmalarından birini yaşadılar. MOSSAD ve MI6'nın peşine düştüğü 1900
yıllık el yazması Tevrat, MİT operasyonuyla Başbakan'a ulaştırıldı.
Dinler tarihini de...ğiştirecek bilgiler içeren Tevrat için Adana'da filmleri aratmayacak bir operasyon gerçekleşti.
MİT, tarihi kitabı satanlarla 40 milyona anlaşırken, buluşma yerinde pusuya yatan MOSSAD ve MI6 ajanlarını da müthiş bir manevrayla atlattı.
Bu soluk kesen macerayı Güneş gazetesinden Talat Atilla'nın yazısıyla öğreniyoruz: İşte o olayın arnıtıları...
Bu yazı ilk anda size şaşırtıcı gelebilir. Elbette yazacaklarıma ihtiyatlı yaklaşma hakkınız var ama okurken lütfen beyninizi bloke etmeyin.
Çünkü, uzun olmayan bir zamanda gerçekliğini göreceksiniz.
Tarih: 24 Aralık 2012
Yer: Adana
Türk, İngiliz ve İsrail ajanları yakın tarihlerinin en büyük kapışmalarından birisini yaşadılar.
Bu kapışmadan Türkiye galip çıktı.
Türk güvenlik güçleri, Adana'da 1900 yıllık deri üzerine el yazması 'Tevrat'ı ele geçirdi.
Adana'daki Tevrat operasyonu sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan öyle büyük bir ‘sır'ın sahibi oldu ki, bu sır açıklandığında, İsrail ve Yahudilerin kimyası bozulacağı gibi siyaset ve dinler tarihi de değişecek.
MOSSAD HİLTON OTELİ'NE KAÇTI
Filmlere taş çıkartan operasyon ve sonrasındaki gelişmeler şöyle yaşandı;
1900 yıllık el yazması Tevrat'ın varlığından aynı anda haberdar olan MİT, MOSSAD ve İngiliz Gizli Servisi MI6 Tevrat'ı ele geçirmek için aynı anda düğmeye bastı.
İSRAİL TEVRAT'I İMHA ETMEK İSTEDİ
Tevrat'ı özellikle İsrail istiyor, karşılığında da büyük bir servet öneriyordu.
Tevrat'ta İsrail ve Yahudileri yakından ilgilendiren çok önemli ‘sır'lar vardı.
Bu ‘sır' lardan haberi olan İsrail, deri üzerine el yazması Tevrat'ı alarak kendi aleyhlerine kullanılmasını engellemek için imha etmek istedi, ama bunu beceremedi.
İşi sağlama almak isteyen MİT, Tevrat'ı satacak kişilere 40 milyon teklif edince anlaşma sağlandı.
İNGİLİZLER KOMİSYON İÇİN DEVREYE GİRDİ
Bu pazarlığı öğrenen MOSSAD ve M16 mensupları da buluşma yerinde pusuya yattılar ama MİT elemanları onlara hareket kabiliyeti tanımadan Tevrat'ı ele geçirdi.
Operasyon sırasında MOSSAD ajanları Adana Hilton Oteli'ne kaçarken, M16 üyeleri konsolosluk aracıyla olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldılar. İngilizlerin, Tevrat'ı İsrail'e satmak için uğraştıkları, bu çalışmadan komisyon almayı planladıkları ileri sürüldü.
BAŞBAKAN ERDOĞAN DEVREDE…
Bu müthiş gelişmeler MİT tarafından anı anına Başbakan Erdoğan'a bildirilince, Başbakan, Tevrat'ın gizlice Ankara'ya getirilmesi talimatını verdi.
İbranice el yazması Tevrat'ı incelemeye alan Uzmanlar, 9 metre boyundaki gerçek Tevrat üzerindeki çalışmaları büyük bir güvenlik çemberi içinde sürdürdüler.
Tevrat'ı inceleyecek uzman ekibin oluşmasında da çok titiz davranıldı.
1900 yıllık Tevrat'ın incelenmesinden sonra ortaya çıkan sonuç şok ediciydi. Çünkü, 1900 yıllık Tevrat'la bugün ki Tevrat aynı değildi.
Yani, İsrail'in bugün kullandığı Tevrat'ın tahrif edilmiş Tevrat olduğu ortaya çıktı.
BULUNAN TEVRAT KUR'ANI DOĞRULUYOR
Bilindiği gibi Kur'an, Tevrat'ın kelimelerin ve anlamlarının değiştirilerek tahrifat yapıldığını yazar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)