8 Kasım 2014 Cumartesi

KUDÜS İÇİN KİM NE YAPIYOR , KIYAMET ALAMETLERİ : Hani, Arap Birliği Teşkilâtı nerede?. Suudi Arabistan Kralı - Kuveyt Emiri - Diktatör Sisi nerde ? Ya da, IŞİD nerede? Bunlar saltanatlarını koruyabilmek için küresel güçlerle işbirliği yapıyor

 
“Kıyamet alâmetleri”nden birisi de, “devlet yöneticileri” ve “alim”lerdeki “bozulma”nın zirveye çıkacak olmasıdır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) çeşitli “Hadis-i Şerif”lerde, bu durumu şöyle anlatır:
l “Âlimler fitne unsuru olacak, camiler ve hâfızlar çoğalacak ama, hakiki âlim hiç bulunmayacak.”
l “Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.”
l “Din adamları, ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar.”
l “Din âlimi kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verecek, herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak.”
l “Hacca, hükümdarlar gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler.”
Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:
“Kıyametin işaretlerinden biri namazın ortadan kalkması, şehevî arzuların peşine düşülmesi, tutkulara yönelik eğilimlerin artması, mala büyük değer verilmesi, dinin satılarak karşılığında dünyalık şeylerin alınmasıdır. Bu şartlar ortaya çıktığında, gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla müminin yüreği ve içi, suda tuzun erimesi gibi erir.”
Selman-ı Farisî Hazretleri  hayretle sorar:
“Bu da mı olacak ya Resulallah?” 
Buyurur ki:
“Evet, canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ey Selman! Bütün bunlar olacak ve bu sırada onları zorba emirler, fasık vezirler, zalim bilginler ve hain eminler yönetecektir.”
Bu “Hadis-i Şerif”lerden hareketle; “gelişme”lere, “alim”lere, “devlet başkanları”na ve“kişi”lere şöyle bir bakalım.
Hani, Hz. Selman Hazretleri; Peygamber Efendimiz’e sormuş ya;
“Bu da mı olacak?”
Peygamber Efendimiz; “Evet, bütün bunlar olacak” demiş ya...
İşte manzara!..
Bütün bunlar oluyor...
“Alimler” de ortada,
“Devlet yöneticileri” de!..
HALK KIYAMDA AMA!
Görüyorsunuz... “Terör Devleti İsrail”in askerleri, “Müslümanların ilk kıblesi” olan Mescid-i Aksa Camii’ne “tecavüz” etti, “Allah’ın evi”ni işgal etti, “Kur’an-ı Kerim’leri yerlere fırlattı” ama “İslâm Dünyası”nda tık yok!..
“İslâm Dünyası” derken, elbette “İslâm ülkelerinin yöneticileri”nden söz ediyorum... 
Yoksa, “halkı Müslüman bütün ülkeler”de, insanlar, “katil İsrail”e, “topyekûn tepki”gösterdiler... 
“Miting”ler yaptılar, “pankart”lar açtılar, “slogan”lar attılar, “protesto yürüyüşleri”düzenlediler.
Tıpkı, Peygamber Efendimiz’in 1400 küsur yıl önce işaret ettiği gibi; “Gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla” mü’minlerin “yüreği ve içi tuzun suda erimesi gibi” eridi!..
Çünkü, ellerinden “daha fazlası” gelmiyor... 
Ancak protesto ediyorlar, haykırıyorlar!..
Çünkü “güç ve silâh” idarecilerde... Dolayısıyla, İsrail’e “dur” demesi gereken, idareciler!..
TEK YÜREKLİ SES TÜRKİYE’DEN
Peki, idareciler ne yapıyor?..

DEVAMI :


Sorarım size; “Türkiye”den başka, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan başka “dişe dokunur bir tepki” gösteren devlet ya da hükümet başkanı var mı?..
Erdoğan ve Davutoğlu; İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırısına, “Alçaklık” dedi,“Barbarlık” dedi, “İsrail, bu alçaklığa son versin” dedi... 
Demekle de kalmadılar, bu “tecavüz”ü, BM başta olmak üzere “uluslararası kuruluşlar”ın gündemine sokmak için çalışacaklarını söylediler...
Dahası;
“Kudüs bize Hz. Ömer’in, Yavuz Sultan Selim’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın emanetidir... Herkes unutsa da, Kudüs bizim dâvâmız olmaya devam edecektir” dediler...
Peki, yeterli mi?..
Elbette değil ama, “devlet adamları”bundan daha fazlasını söyleyemez.
KRALLAR VE ŞEYHLER!
Peki, adlarının başında “Kral” olan,“Şeyh” olan ülke yöneticileri ne yapıyor?..
Meselâ Suudi Arabistan Kralı veya Kuveyt Emiri’nden, ya da “Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı”nı bir “darbe” ile devirip, Mısır halkının başına çöreklenen Sisi’den bir tepki duydunuz mu?..
Duyamazsınız!..
Çünkü onlar, Ahmet Varol’un dediği gibi;
“Kendi canlarının derdinde ve halkların özgürlük ümitlerini tamamen yok edebilmek için fitne savaşlarını yönlendirmekle ve finanse etmekle meşguller.
Kendi saltanatlarını koruyabilmek için küresel güçlerle işbirliği yapıyor, onlar da karşılığında işgalci siyonistin tüm aşırılıklarına sessiz kalmalarını istiyorlar.
Dikta rejimleri de halklarının istediklerini yapmamak için küresel güçlerin tüm isteklerini yerine getiriyorlar.
Zulüm rejimlerinin iyice vahşileşmesinden kaynaklanan sıkıntılar, tüm Müslüman halkların zihinlerini meşgul ettiğinden halklar da bu sıralarda kendi başlarının derdiyle uğraşmak zorunda bırakılmış durumdalar.
Dolayısıyla işgalcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik tehditleri karşısında yeterince duyarlılık gösteremiyorlar. Duyarlılık göstermeye kalkışanların önleri de küresel güçlerin işaretleriyle oturup kalkan diktatörlerin polis şiddetiyle kesiliyor. İşgalci de böyle bir fırsatı yakalamışken kaçırmak istemiyor ve Mescid-i Aksa’yı hedef alan azgınlığını iyice zirveye tırmandırıyor.”
Anlayacağınız; Arap ülkelerindeki “dikta rejimleri”nin gücü, sadece “kendi halklarına”yetiyor...
Buna da mecburlar;
Çünkü, sınırları “cetvel”le çizen ve içine de bu “despot”ları oturtan Amerika ve Avrupaülkeleri “böyle davranmalarını” istiyor!.. 
Onlar da, birer “Batı Maymunu” olarak, denileni yapıyor, İsrail’e gıkını çıkaramıyor!..
IŞİD’DEN ÇIT YOK!
Sadece “Kral”lar ve “Şeyh”ler mi?.. Adlarında “İslâm” olan “örgüt”ler ne yapıyor?.. 
Eski adı İslâm Konferansı Örgütü, yeni adı İslâm İşbirliği Teşkilâtı olan örgüt ne yapıyor?.. 
Hani, Arap Birliği Teşkilâtı nerede?..
Ya da, IŞİD nerede?..
Kesinlikle, “Amerikan laboratuvarlarında üretilmiş bir örgüt” olduğuna inandığım IŞİDdenilen örgüt, “Müslümanlar”a saldırırken, meselâ, İsrail’i niye hiç hedef almaz?!?..
Herhalde duymuşsunuzdur.
Bazı internet sitelerinde, IŞİD’in, “Irak ve Suriye’de Müslümanları öldürmek yerine İsrail’e karşı neden harekete geçmediği” soruları gündeme gelince, örgüt; Twitter hesabından bir açıklama yapmış ve demiş ki; “İsraillileri ve Yahudileri öldürmek için emir almadık!.. Yakınımızdaki düşmanla savaşmak daha önemli!.. Allah Kur’an’da münafıklarla mücadele etmemizi buyuruyor, çünkü onlar kafirlerden daha tehlikeli.”
Bu ifadeler; IŞİD’i “İslâmi bir örgüt”, bu örgütün başındaki Ebubekir Bağdadi’yi de “Halife”olarak görenlere kapak olsun!..
İRAN NEYİN PEŞİNDE?
Ya İran’a ne demeli?..
Birkaç gün önce; ABD Başkanı Obama’dan İran’ın Dini Lideri Hamaney’e “gizli bir mektup”gelmiş... 
Obama, Hamaney’e; “IŞİD’le ortak mücadele” teklifinde bulunmuş!.. 
Hamaney’in ne cevap verdiğini veya ne yapacağını elbette bilmiyorum...
Ama, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan tarafından 11 Ekim 2014’te yapılan şu açıklama, “İran’ın tavrı”nı görmeye yetiyor:
“Suriye’de Esad rejimi IŞİD eliyle devrilirse, İsrail’in güvenliği de tehlikeye düşer!.. IŞİD’li teröristlerin, gerçek müttefiklerimizden biri olan Esad’ı devirmesine izin vermeyecek(...) onu savunmak için gerekli gördüğümüz her adımı atacağız!”
Şu hâle bakın;
35 yıl boyunca “İsrail karşıtlığı” ile tanınan bir İran’ın Dışişleri Bakanı, bugün, her ne hikmetse; “İsrail’in güvenliği”ni düşünüyor!..
Vah, vah, vah!..
“İran halkı”nı elbette ayrı tutuyorum... Çünkü, “İsrail’e en büyük protesto gösterisi”düzenleyenlerden biri de İran halkı idi ve dün Tahran’da, Cuma Namazı’ndan sonra, “Kahrol İsrail” diye slogan attılar!..
Zaten, mes’ele de bu!..
“Halk”lar nerede,
“Yöneticiler” nerede?..
ALİM(!)LERDEN ÇIT YOK!
Ve de, “alim”ler nerede?..
Sorarım size; kendisini “İslâm Alimi”, dahası “Halife” ve hatta “Kâinat İmamı” olarak gören ve “Türkiye’ye Humeyni gibi dönmeyi” hayal eden Fetullah Gülen’den, “İsrail’in tecavüzü”nü kınayan “tek bir kelime” duydunuz mu?.. 
“28 Şubat’ın alimleri”(!)nden, tek satır bir açıklama okudunuz mu?..
Listeyi uzatmaya gerek yok!..
Bu “alim”ler nerededir ki; “Müslümanların ilk kıblesi tecavüze uğruyor” ama çoğundan çıt çıkmıyor!..
Bunlar “Kıyamet Alâmeti” değil mi?..
Gayet net ve açık;
“Hadis-i Şerif’ler tecelli ediyor.”


YENİAKİT / Hasan Karakaya
Nerede bu Kral’lar ve Şeyh’ler... Ve nerede bu Alim’ler?

Kıyamet Alametleri ile İlgili




Kıyametten önce öyle bir devir gelecek ki, dinini koruyan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır!…

1- Kıyamet kopmadan önce dünyada sınırsız zevku sefayı sorumsuz kimseler sürecektir.

2- Ahir zamanda ibadet edenlerin çoğu bilgisiz mümin, ibadet etmeyenlerin çoğu da itikatsız (imansız)bilgin olacaktır.

3- Kıyamet kopmadan önce idareciler çoğalacak, fakat güvenilecek idareciler azalacaktır!

4- Kıyamet kopmadan önce toplumda değeri en az olan müminler olacaktır!

5- Kıyamet kopmadan önce haram helal tanımazlar hakim olacaktır.

6- Kıyamet kopmadan önce ekonomi her değerin önüne geçecek, okur yazarlık artacak, ancak yalancılık da yaygınlaşacaktır.

7- Kıyamet kopmadan önce emanete ihanet edilecek, zekat vermek azalacak, dini ilimlere ilgi azalacak, dini değerler arkaya atılacaktır.

8- Ahir zamanda “İnsanın köpek büyütmesi, çocuk büyütmesinden daha uygun” diyenler çıkacaktır. O zamanda büyüklere saygı kalkacak, küçüklere şefkat yok olacak,yol kenarlarında uygunsuz haller görülecek, bazı insanlar ise koyun postu giymiş kurtlar haline gelecekti.

9- Ayağı çıplak, başı kabak bilgisiz çobanların zenginleşip yüksek binalarda sınırsız bir israf içinde yaşamaya başladıklarını gördüğünüz zaman kıyameti bekleyin.

10- İşler ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin.

11- Kıyamet kopmadan önce akrabalık bağı kopacak, yakınlar birbirinden şikayetçi hale gelecek, mal meşru olmayan yollardan kazanılacak, fakir kendi sıkıntısıyla baş başa bırakılacaktır.

12- Kıyamet kopmadan Allah için dostluk azalacaktır.

13- Yirmi kadar insan bir araya geldiği halde içlerinde samimi bir dindar bulunmadığı zaman kıyameti bekleyin.

14- Bir zaman gelecek, harama girmeden geçim sağlamak zorlaşacaktır.

15- Bir zaman gelecek, bazı eş ve çocuklar, aile reisini gücünden fazla harcamaya zorlayacak, haram işleri yapmasına sebep olacaklardır.

16- Bir zaman gelecek ki, dindar insan, dindarlığını toplumdan gizleme ihtiyacı duyacaktır.

17- Benden sonra sabrın çok önem kazanacağı bir devir gelecektir. Öyle günlerde dinine sabırla, sadakatle bağlı kalan kimselere, öncekilere verilenlerden tam elli kat fazla sevap verilecektir!…

Çünkü onların şartları bazen, öncekilerden de ağır olacaktır. Adil-i Mutlak olan Allah, zorlukların çokluğu nispetinde de mükafatlarını çoğaltacaktır.

Beyrutlu Nebbani

**********
Peygamber Efendimizin Kıyamet Alametleri

Peygamberimiz bazı hadislerinde ümmetinin ömrünün bin 500 seneyi geçmeyeceğini söylüyor... Ve ahir zaman olarak belirtilen son safhada da yaşanacak kıyamet alametlerini sıralıyor .



İnsanların başına bir zaman gelecek ki ,onlardan faiz yemeyen kalmayacak yemese bile tozu mutlaka bulaşacaktır.

Bir çok kişi az bir dünyalık zarfında dinini feda edecektir.

Kazanç,belirli kişiler arsında dolaşacak,dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecekler. 

Fitne her eve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler

Kur'an'dan bir resim,islam'dan bir isim,Müslümandan bir cisim kalacak.

Üç şey çok kıymetlenecek;Helâl para,kendisiyle amel edinen sünnet ve candan bir dost.

Ecnebiler çoğalacak ve müslümanlara galebe edecekler.

Sonradan gelen nesiller ,önceden gelenlere sövüp sayacaklar.

Mihnet,bela,musibet artacak,rahat ve huzur kalmayacak,kimse eliyle bunları önleyemeyecek.

Köylüler şehirlere akın edecekler ve ne idüğü belirsiz deve çobanları,bina yaptırmakta birbirleriyle yarışacaklar.

Bir Müslüman koyundan daha âciz olacak,hor ve hakir görülecek.

İlim azalacak,cehalet,anarşi ve cinayetler artacak,adam öldürmek hafif bir suç sayılacak.

Hilesiz iş yapılamayacak,tacirler ve yazarlar artacak kalem bollaşacak.

Kişi elbisesini sakındığı kadar dinini sakınmayacak ve fakirler de namaz kılmayacak.

Akrabalık bağları kopacak ve selam,sadece tanıdık olanlara verilecek.

Zenginler ticaret için,hafızlar riya ve gösteriş için hacca gidecekler.

Büyükleri merhametsiz küçükleri hürmetsiz olacak;çocukları terbiye,köpekleri terbiyeden daha zor olacak.

İnsanlar kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacak ve iyiliği emretmeyecekler.

Minareler çoğalacak,camiler süslenip ziynetlenecek(kilise ve havralar gibi) ve içlerinden yüksek sesler gelecek.

Hainlere emin,emin olanlara hain denilecek ve 'şurada emin bir insan vardır'denilecek kadar emin insan sayısı azalacak.

Kişiye ,şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak.Görünüşte dost fakat esasında düşman sayısı artacak,sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak,amir ve memur çok ,doğru iş yapan az olacak.

Yıldızlar(fal)doğrulanacak ve kader yalanlanacak.

Allah ü Teâlâ apaçık inkar edilecek.

Âlicenaplık,izzet-i ikram ve cömertlik duyguları kaybolacak ve haklar para karşılığı satılır hale gelecek.

Cemaatin inanacı zayıf,ibadeti taklit olacak,hafızlar çok ama âlim bulunmayacak.

Zenginlere itibar edilecek,cimrilik artacak,zekat ağır bir borç olarak kabul edilecek.

Âlimler para ve dünyalık karşılığında ilim öğretecek,ahiret ameli ile dünyalık talep edecekler.

Dinden garı hususlar için öğrenim yapılacak

Erkekler kendilerini kadınlara,kadınlar da erkeklere benzetecekler.

Erkekler erkeklerle ,kadınlar kadınlarla münasebetsiz alakalar kuracak.

Her tarafta şarkıcı ve çalgıcı kadınlar zuhur edecek.

Söz kadınlarda olacak ve zina yaygınlaşacak.

Kadınlar,saçları deve hörgücü gibi ,sokaklarda dolaşacaklar.

Haram işlemeyi kolaylaştıran imkanlar artacak,gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.

İmanı kalpte tutmak,kor ateşi elde tutmaktan daha zor olacak,kişi gece mü'min yatacak sabah kafir olarak kalkacak veya bunun tersi olacak.

İçkiyi devletler teşkil edecekler ve muhtelif isimler altında içirecekler.

Dünya işlerine dalıp ahiret işleri unutulacak,Allah'ın kitabıyla hükmetmek ayıp sayılacak.

Büyük ve gösterişli binalar yapılacak ve bunlardan dolayı sokaklar daralacak.

Sabah giyinen elbise başka akşam giyinen elbise başka olacak.Önünüze yemeklerden biri gelip diğeri gidecek ve Kabe'nin örtüldüğü gibi evlerimizin duvarları da halılarla süslenecek.

Ümmetimin erkekleri şişmanlayacak ve semizleşecekler.

Dedikodu yaygın bir hal alacak.

Herkes 'kazanamadığından ve geçinemediğinden 'şikayetçi olacak.

Yalancı şahitlik ve boşanmalar artacak,ani ölümler sık görülecek.

Mal çoğalıp sel gibi akacak,mal sahibi malına tapacak ve tüccarların çoğu hilekar olacak.

*********************

Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinin 'Dini sorular' bölümündeki sorular üzerine yayınlanan fetvada, kıyametin ne zaman kopacağının bilinmemediği, Hz. Muhammed'in kıyamet zamanına ilişkin bazı önemli olay ve belirtiler hakkında açıklamalarda bulunduğu belirtildi. Din İşleri Yüksek Kurulu, bu konuda şunları açıkladı:



KIYAMETİN KÜÇÜK ALAMETLERİ

"Bu işaretler büyük ve küçük olmak üzere iki kategoride gösterilmiştir. Kıyametin küçük alametleri olarak, din ve inanç hakkında bilgisizliğin yaygınlaşması, içkinin çokça içilmesi, fitne, öldürme ve kargaşanın çoğalması, maddî refahla birlikte kanaatsizlik ve nankörlüğün artması, Allah rızası yerine çıkar ve menfaatlerin ön plana çıkması gibi olayları saymak mümkündür.

KIYAMETİN BÜYÜK ALAMETLERİ

Büyük alametler ise, şu hadiste bildirilmiştir:
'On alamet meydana gelmedikçe kıyamet kopmaz.

 Deccal'ın çıkışı, Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesi, Ye'cuc ve Me'cucun çıkışı, Dabbetü'l Arz'ın çıkışı, güneşin batıdan doğması, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında meydana gelmek üzere yerin batışı, duman ve insanları mahşer yerine sürecek olan ve Aden çukurundan çıkan bir ateşin zuhuru.' Bu hadiste geçen alametlerin bir kısmı aynı zamanda Kuran'da da muhtelif ayetlerde yer almaktadır."

Kıyametin ne zaman kopacağı tamamen Allah'ın bilgisi dahilindedir. Dolayısıyla müminler için önemli olan kıyametin ne zaman kopacağı değil, bir gün mutlaka bunun gerçekleşeceğine inanmak ve ahiret hayatı için hazırlıklı olmaktır. 10 büyük alamet gerçekleşmeden kıyamet kopmaz"
HADİS-İ ŞERİFLERDE KIYAMET ALAMETLERİ
(İnsanlar camilerle ve camilerin süsüyle övünmedikçe kıyamet kopmaz.) [İbni Mace]
(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmaz.) [Hatib]
(Fitneler artmadıkça, kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(İnsanlarda cimrilik artar ve kıyamet kötülerden başkası üzerine kopmaz.) [İ.Neccar]
(Ahlaksızlık ve fuhuş açık olmadan komşular kötüleşmeden hainler emin, eminler hain sayılmadan, akrabalık arasında soğukluk olmadan kıyamet kopmaz.) [İ. Ahmed]
(Yemin ederim ki, cimrilik, fuhuş meydana çıkmadıkça, emine hıyanet edilip, haine güvenilmedikçe, iyiler helak olup kötüler kalmadıkça kıyamet kopmaz.) [Hakim]
(Yağmurların bereketi kaldıkça kıyamet kopmaz.) [Ebu Ya’la]
(Yeryüzünde Allah diyen Müslüman kaldıkça kıyamet kopmaz.) [Müslim]
(Zamanda yakınlık olmadıkça, bir yıl bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün, bir gün bir saat gibi kısa gelmedikçe kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(İlim kalkmadıkça, depremler, katliamlar çoğalmadıkça kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Mal çoğalıp artmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki, zekât verilecek kimse bulunmaz. Birine zekât teklif edilince, “Benim buna ihtiyacım yok” der.) [Buhari]
(İki büyük taife, davaları bir olduğu halde, çarpışmadıkça, kendilerine Allah’ın resulüyüm [peygamberim] diyen yalancılar çıkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça, taşlar bile, “Ey Müslüman şu arkamda gizlenen Yahudi’yi öldür” diye haber vermedikçe kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Yetmiş tane resulüm diyen yalancı çıkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Taberani]
(Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buhari]
(Bir erkek çocuk bir kadın gibi kıskanılmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Livata mubah sayılmadıkça, gökten taş yağmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Çocuklar öfkeli olmadıkça, büyüğe saygısızlık yapılmadıkça kıyamet kopmaz.) [Harâiti]
(Kıyamet kopmadan yüz yıl öncesinde yeryüzünde Allah’a ibadet eden kalmaz.) [Hâkim]
(“Keşke şu kabirdeki ben olsaydım” denmedikçe kıyamet kopmaz.) [Müslim]
(Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Kardeşler farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Kötüler dünyaya hâkim olmadıkça kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(Kıyamet ancak kötü insanların başına kopar.) [Müslim, İbni Mace]
(Kur’an-ı kerim kalkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Ebu Nuaym]
Kıyamet yaklaştığı zaman şunların da olacağı bildirilmiştir:
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Davud]
(Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ. Ahmed]
(Ortalık bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.) [Hâkim]
(Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.) [Hâkim]
(Kötü kadınlar, çoğalıp, fuhuş bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi, aids gibi] bulaşıcı hastalıklara maruz kalacak. Ölçüde, tartıda hile yapılacak ve geçim darlığı baş gösterecek.) [Beyheki]
(Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.) [Beyheki]
(İşler, ehli olmayana verilecek.) [Buhari]
(Bu dinin başlangıcı gibi, sonu da garip olacak!) [Tirmizi]
(Kur’an [Radyo, TV gibi] çalgı aletlerinden okunacak.) [Tergib-üs-salât]
(Sadece tanıdıklara selam verilecek ve yazarlar çoğalacak.) [Hâkim]
(Zengine malı için tazim edilecek, fuhuş yayılacak, piçler çoğalacak. Büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.) [Hâkim]
(Tehiyyet-ül-mescid namazı kılınmaz olur.) [Taberani]
(İlim kalkar, cehalet, anarşi ve ölüm çoğalır.) [İbni Mace]
(Ulema, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram, harama helal derler; Kur’anı ticarete, menfaate alet ederler.) [Deylemi]
(İnsanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünecekler, helalini, haramını düşünmeyecekler.) [R.Nasıhin]
(Bir camide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat, içlerinde bir tane mümin bulunmayacak.) [Deylemi]
(İzinsiz ticaret yapılmaz.) [Müslim]
(Vahşi hayvanlar, insanlarla konuşmadıkça kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(Kıyamet alametleri bir ipteki boncukların peş peşe kopması gibi birbirini takip eder.) [İ.Ahmed, Taberani]
(Kıyamet Cuma günü kopacaktır.) [Buhari]
Hadis-i şerifler bu şekilde sıralanmıştır. Şu anki günümüz’de bu alametlerin hepsi gercekleşmiştir.
Peki büyük alametler nelerdir. ?
Kıyâmetin bu on büyük alameti başka hadislerce ya da İslâm bilginlerince şu şekilde açıklanır:
1. Deccal’in ortaya çıkışı: Deccâl, kıyâmette zuhur edecek yalancı bir kişidir, İslâm Dini’ni ve müslümanları ifsad edip, kötülüğe ve bozgunculuğa sevketmek isteyecektir. Deccal’in sağ gözünün kör olduğu, iki gözünün arasında “kâfir” yazdığı, çocuğunun olmadığı, Medine’ye ve Mekke’ye giremeyeceği, ortaya çıktıktan sonra yeryüzünde kırk gün kalacağı, bu süre içerisinde istidrac türünden bazı olağanüstü olaylar göstereceği, daha sonra da yine kıyâmetin büyük alametlerinden olan Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesiyle onun tarafından öldürüleceği sahih hadislerde belirtilmiştir (Buhârı, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 37, 39, 40, 91, 101, 110, 112).
2. Duhan’ın çıkışı: Duman anlamına gelen duhan da kıyâmetin büyük alametlerinden biridir (Müslim, Fiten, 39). Kıyâmetin vukuundan önce dünyayı bir duman bulutu kaplayarak, kırk gün ve kırk gece kalacak, mü’minler nezleye tutulmuş gibi, kâfirler ise sarhoş gibi olacaklardır.
3. Dabbetü’l-arz’ın çıkışı: Kıyâmet’ten önce çıkacağı bildirilen bir yaratıktır. Kelime anlamı “yer hayvanı” demektir. Kur’an-ı Kerim’de “Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan (dâbbe) çıkarırız ki o, onlara, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler” (en-Neml, 27/82) buyurulmaktadır. Hz. Peygamber Dâbbetü’l-arz hakkında “Çıkacak olan kıyâmet alametlerinden ilki, güneşin batı tarafından doğması ile, bir kuşluk vakti insanlara karşı bir dâbbenin (hayvanın) zuhurudur. Bu iki alametten biri, arkadaşından evvel olur. Akabinde diğeri de onun izi üzerinde yakın olarak meydana gelir” (Müslim, Fiten, 118) buyurmuştur.
4) Güneşin Batıdan doğması: Güneş batıdan doğacak, insanlar topluca iman edecek, ancak daha önce iman etmemiş olanların imanları kendilerine bir yarar sağlamayacaktır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XII 307; Müslim, Fiten, 118).
5. Hazreti İsa (a.s)’ın inmesi: Ehl-i sünnet itikadına göre Kıyâmetin vukuundan önce Hazreti İsa yeryüzüne inecek, hristiyanları İslâm’a davet edecek, Deccâl’i öldürecek, Hazreti Peygamber (s.a.s)’in şerîati ile hükmedecektir (Buhârî, Büyû, 102; Müslim, İmân, 242-247).
6. Ye’cûc ve Me’cûc’ün çıkışı: Kıyâmetin vukuundan önce çıkarak “yeryüzünde bozgunculuk yapacak” (el-Kehf, 18/94) olan asılları ve soyları belirsiz iki insan topluluğudur (Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, IV, 3288). Hz. ZülKarneyn’in önlerine yaptığı seddin yıkılarak (el-Enbiya, 21/96) açılması ile yeryüzüne dağılacaklar insanlara saldıracak, kentleri yakıp-yıkarak harabe haline getireceklerdir. Bazı rivayetlerde bu seddin Çin seddi olduğu zikredilir (Muhammed Hamdi Yazır, a.g.e., IV, 3291, 3374; Buhârı, Enbiyâ, 7; Müslim, Fiten, 1,2).
7.8.9. Doğuda, Batıda, Arap Yarımadasında olmak üzere üç bölgede yer çöküntülerinin meydana gelmesi de Kıyâmet’in büyük alametlerindendir (Müslim, Fiten, 39).
10. Yemen’den çıkacak olan büyük bir ateşin insanları önüne katarak sürmesi (Müslim, Fiten, 39).
Ebu Davud ve Tirmizi’nin Sünen’lerinde yeralan bazı hadislere göre Mehdî’nin çıkması da Kıyâmet’in büyük alametlerindendir (Sünen-i Tirmizî, IV, s.1-93: Sünen-i Ebu Davud, N. Şr. M.Abdul Hamid IV, 100, 106).
Hz. Peygamber (s.a.s), Kıyâmetin kötü insanlar ve kâfirler üzerine kopacağını bildirmiştir. Bu hadislere göre Kıyâmet kopmadan önce mü’minlerin ruhları alınacak ve onların âhirete göçmeleri sağlanacaktır (Buhari, Fiten, 5; Müslim, imare, 53).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder